Marie Claire - Eylül 2003
Size ve kuşaklarca öncenize ait sayılamayacak kadar çok imge, ses, darbe, görüntü, renk... Anımsamadığınız her şey, rüya kanallarıyla dışarı akıyor. Psikiyatrist Doç. Dr. Nusret Kaya, insan beynindeki takıntıları rüya dilini çözerek açığa çıkarıyor.
Marie Claire: Huzursuzluklarımızın giderilmesinde rüya analizinin önemi nedir?
Doç. Dr. Nusret Kaya: İnsanın takıntılarını, huzursuzluklarını ayrıntılı olarak incelediğimizde bunları hatırlanmayanların yaptığı ortaya çıkıyor. Psikanalitik teorinin başlangıç noktası budur. Yani "Gel kardeşim anlat bana hayat hikayeni; seni iyileştireyim!" gibi bir metot yok. Keşke olsaydı. Alırdınız bir arkadaşınızı, saatlerce bıdı da bıdı anlatırdınız! Hatırlanmayan dönemlerin birtakım kayıt ve takıntıları bunlar. Ana rahmindeki dokuz ay on beş gün, 0-2 yaş, uyku, narkoz, duygusal şok, sarhoşluk dönemleri. Tüm bu dönemlerde alttaki evrensel canlı bir bilgisayar gibi çevredeki negatif kayıtları alır. Örneğin hamile bir kadın etrafındaki patırtıyı-gürültüyü alır. Uyku sırasında kişi yasak bir seksüel objeyle yatıyorsa yani anasıyla, babasıyla, kardeşiyle, arkadaşıyla; alır. Narkoz sırasında etrafında gürültü yaptılarsa bu adam ölecek mölecek diye; alır. Ne oldu? Hep hatırlamadığımız dönemleri kaydettik. İşte onun için rüya analizi... Çünkü kesinlikle ispatlanmıştır ki ancak rüyalar, bu kayıtları "anlayana" anlatır. Yorumcuya, tabirciye, tefsirciye değil. Bu konuya emek vermiş bilimciye anlatır. Çünkü rüyaların anlattığı dili öğrenmek için özel eğitim gerekir. Sembol dilidir. Jung der ki, "Benim bir meslektaşım eğer rüya analiziyle hasta tedavi etmek istiyorsa, önce işi gücü bırakıp tarihi, arkeolojiyi, eski dinleri, mitosları öğrensin."
M. C.: Bir rüya sözlüğü oluşturulabilir mi?
N.K.: Hayır. Rüya, beynimizin üç ayrı katmanından gelebilir. Beynimizin üstünde korteks vardır, yani üst beyin. Vatandaş bahçede yılan görmüştür; üst beyinsel olarak rüyasında yılan görür. Şuuraltı, üst beyinle alt beyin arasında sembolik bir tabakadır. Seksüel içerikli takıntılarla doludur. Şuuraltı rüyasında yılan penistir. Alt beyin rüyasında ise iyileştirici güçtür. Tıptaki sembol de yılandır bu yüzden. Bir vatandaşa rüyasını ayrıntılı olarak yazdırmazsanız hangi katmanından geldiğini bilmeniz mümkün değildir. 18 göbek önceki bir atamızın genetik bilgi şifreleriyle geçmiş çok önemli bir takıntı olabilir.
M.C.: Atalarımızdan gelen genetik şifreler de kodlanıyorsa, alt beyindeki RNA'lar mikroçip gibi sayısız bilgi taşıyor. Çok karmaşık bir yapı...
N.K.: Evet. Dolayısıyla da siz enerjilerinizi en azından negatif ve pozitif olarak ayırmayı bilmeseniz bile alt beyniniz bildiği için huzursuzluk çekersiniz. İçinizdeki kendinize aykırı olursunuz.
M.C.: Çoğunluğun huzursuz olmasının kaynağı, kendine aykırı olmak mı?
N.K.: İçinizdeki beni sevmiyorsanız önce kendinizle kavga edersiniz. Peki bunun açılımı nedir? Herkesle kavga edersiniz. İçinizdeki beni sevmenin A harfi, ana rahmindeki halimizi andıran kurbağa larvasının alt ucundaki enerjiyi doğru kullanmanızdır. O enerjiyi doğru kullanmazsanız, içinizde kadın yerine bir anne oluşur en klasik anlamda. Bir süre sonra bir sürü anne der ki, "Ben sizin için saçımı süpürge ettim, başıma bunlar mı gelecekti?" Buyrun. Çünkü bir kadın anatomisinde olması gereken primer güç annelik değildir, kadınlıktır. Kadınlığın kapısı da vajinadır. Mutlaka her kadın vajinal orgazmı bilmelidir.
M.C.: Bu kapı bu kadar önemli mi?
N.K.: Evet. Düşünün anatomik olarak kadınsınız; kadınlığınızla kavgalısınız! Bu kavga rahme geçse de devam eder. Yani doğurganlığınız devreye girse de... Böylece erkek, çocuk; kadın, anne kalır. "Ana gibi yar olmaz" deniyor. Yarla anayı karıştırıyorlar. Eş alacağım diye anasının küçüğünü almaya çalışıyor. Öbür taraftan da tepkisel şekilde en galiz küfürler anaya yapılıyor. İkilemler...
M.C.: Hep belirttiğiniz bir konu var, klitorise düşman gibisiniz...
N.K.: Onun sebebi de ana rahmindeki halimiz... Primer canlı bir kurbağa larvası gibidir. Sonra baş kısmı beyin olmuştur. Kuyruk kısmı da omuriliktir. Bu sistem asla kesi kabul etmez. Bunun üstünde bir taç vardır: Korteks. Geriye kalan her şeye alt beyinsel diye bakın. Alt uç bozuksa üst uç bozuktur. Kadın kilitli kapıyı açmadıysa, vajinal orgazmı öğrenmediyse zorunlu olarak rahme geçer. Eğer klitorisi kullanıyorsa da zorunlu olarak pipi gücü kullanıyordur. Bir anatomi kitabını açıp baktığınız zaman şunu görürsünüz, klitoris pipinin ufak bir modelidir.
M.C.: Bu durum kadına erkeklik adına bir şey katıyor mu?
N.K.: Kadın, erkek gibi hissediyor. Ters enerjiyle onu nevrotik ve pimpirikli yapıyor. Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre lezbiyenlik %33'e varmış. Bir sürü klitoris kızının normal hayatı heteroseksüeldir. Ama buradaki rüya analizlerinde kız kıza sevişme rüyaları gördüklerini söylerler. Zamanla erkek düşmanı haline gelirler. Çünkü onun pipisi, erkek penisi kadar büyük değildir. Tao'nun 2000 yıldır söylemiş olduğu enerji seksinde klitorise dokunma yasağı var. Partner yoksa vibratör öneriyoruz. Rahim kullanan bir kadın erkeğe, "bebeğim, çocuğum" der. Ancak vajinayı bilen kadın "erkeğim" der.
M.C.: Kadın bekarsa ya da cinsel yaşamı yoksa?
N.K.: Rüyalarını mutlaka yazmalı... Bambaşka çatışmalar yaşar. En yaygın olanı, doğurganlık yaşı bitmeye başlandığında yaşanan paniktir. Böyle hanım danışanlarımıza gençlik yıllarında yasakladığımız köpeği tavsiye ediyoruz.
M.C.: Köpeğin anlamı nedir? Gençlik yıllarında niye yasaklıyorsunuz?
N.K.: "Aman kızım hiç olmazsa yatak odana sokma" diyoruz. Çünkü köpek bir nevi bebek yerine geçiyor. Bir bakıyoruz ki kadın evlenmekten ve doğurmaktan vazgeçer hale gelmiş. "Benim köpeğime yan baktı, bebeğime yan baktı" diye adamı kovalıyor. Yanlış. 45'e kadar çeşitli nedenlerle doğuramamış bir hanımefendiye, "Al bir köpek, bebeğin gibi bak" diyoruz.
M.C.: Bunlar da yine alt beyin bağlantısı ve köpeğin simgeledikleriyle mi ilgili?
N.K.: Tabii. Köpek daima bir rahim simgesidir.
M.C.: Kedi?
N.K.: Kedi, rüya dilinde klitoris simgesidir. Çünkü şehvetlidir. Devamlı poposunu yalar, okşanmak ister. Bir sürü kadın var; kedi yataklarında, tepelerinde... Ne oldu? Kedi klitorise kamçı vurdu. Adamın önüne geçti.
M.C.: Rahim gücünü ve zıddı olan Rahman gücünü biraz açıklar mısınız? Rüya dilini de böyle anlamlandırıyorsunuz.
N.K.: Rahim gücündekiler, yere ait tüm şeyleri hırs haline getirendir; şöhret, para, şekil, bilmemne... İçiniz hırslanıyor, dışınız hırslanıyor. Bunu kaçınılmaz sonucu, muhteşem bir nevrotiklik. Yere ait bu tarz enerjileri çok eski mitoslar negatif kabul etmiş. İslam da buna "rahim" diyor. Rahimsel bir güç olunca tek yaratıcılık doğurganlık. Ve farkına varmadan yarattıklarının Tanrı'sı veya Tanrıça'sı oluyor: "Ben seni doğurdum. Ben senin hükümdarınım. Benden izinsiz hiçbir şey yapamazsın!". Oysa hakiki yaratıcı sen değilsin, Allah!
M.C.: Rahman, göğe ait ve tüm pozitif güçleri anlatan bir kavram mı?
N.K.: Evet. Kozmos'un gücüdür. Bu odayı kozmos diye düşünün. Dünya topluiğne başı kadar ve şuralarda bir yerde. Topluiğne başı kadar olan enerjiler mi güçlü? Para pul filan? Yoksa o koca zannettiğin dünyayı saniyede 20km süratle güneşin etrafında döndüren güç mü? O zaman rahmanın pozitif yaşam ve iyileşmekle ilgili bir güç, rahmin doğurganlıkla, parayla pulla kısıtlandırılmış bir bir güç olduğunu anlamaya başlarız.
M.C.: Farklı doz ve şekillerde rahatsız olsalar bile herkeste aynı yöntemle iyileşme sağlamak mümkün mü?
N.K.: Kesinlikle. Herkesin daha anacığının rahminde yaşadığı primer takıntılar var. Kimininki çok sert, kimininki daha yumuşak. 0-2 yaş arasında kimine çok cahilce, kimine çok çağdaş müdahaleler yapılmış. Bütün bu ayrıntıların global açılımı tabii muhteşem farklılık. Rüya analiziyle yaklaşık beş seansta iyileşme sağlanır.
M.C.: Psikoz durumlarında?
N.K.: Bu anlattıklarım psikozlar için geçerli değil. Şizofreni, manik depresyon, paranoya gibi üç tane psikoz vardır. Anlattıklarım nevrozun çeşitli boyutları için geçerli... Psikozda analiz, korteksi dağıtma tehdidine sahiptir. Daha kötü olabilme ihtimali vardır.
M.C.: Söylediklerinize göre 0-2 yaş dönemindeki alt beyinsel etkiler, yıllar sonrasını şekillendirebiliyor.
N.K.: Hamile bir kadının çiçek gibi bakılması gerekiyor. Kaynana dırıltısı, karı-koca kavgası olmamalı. Tuvalet terbiyesi korkunç önemli. Bebeklikte korteksin hiçbir fonksiyonunu kullanamıyorsunuz. Poponuzdaki kakayı ve çişi birileri temizleyecek. İleri ülkelerde kadına doğum sonrası iznin iki yıl verilmesinin sebebi budur. Anne eli dışında bir el, bebeğin poposuna değmemeli. Bir de titiz birinin eline düştüyse, erkek bebeğin poposunda kulak çubuğu kullanır. Global bilgi şu: Erkek bebeğin anüsüyle uğraşmayın, kız bebeğin de klitorisine dokunmayın. Ağızlarından salya akarak şöyle anlatırlar: "Doktor bey, ben onun yerim poposunu!". Popoyu ısıranlar, öpenler, pipiyi ağzına alanlar var.bunlar bu konularda gelişmiş ülkelerde enseste girer. Mahkeme kararıyla çocukları ellerinden alınır. Bizde sevgi zannediliyor. Bebekken yapılan darbelerin açılımı eşcinselliğe-maçoluğa varabilir. Gidip zavallı hakeme aynı gırtlaktan "İbne!" diye bağırır. Projeksiyon... İki adımda bir "Yerinde duruyor mu?" diye pipisini yoklar. Çünkü o anal erojenlik aşağıdan yukarı, "Ben burdayım hemşerim!" dediği zaman, büyük bir çoğunluğu "aşırı pipi meşgalesi semptomu" yaşar. Korkunç büyük cehalet ve yanlışlıklar...
M.C.: Erkeklerde homoseksüellikte bu anlattıklarınızın rolü nedir?
N.K.: Erkek bebekte anüs uyarımı çok yaygın, ama hepsi homoseksüel olmaz. Diyelim ki, rahim libidosu kullanan anne bebeğin poposunu ikide bir öptü! Sünnet yüzünden pipiye de bir darbe vuruldu! Bu aşamalarda deneysel anlamda üçüncü bir darbe olursa çok büyük bir çıkmaz olur. Bu durumlar onu araba düşkünü, çeteci yapabilir. Savaşların kaynağı, rahim libidosu kullanan kadınların sebep olduğu bebeklik dönemindeki popo uyarımıdır.
M.C.: Sünnet ne zaman yaptırılmalı?
N.K.: Ya iki yaş altında yaptırın, kaçırdıysanız dokuz yaş üstüne çıkın. İki yaş altında korteks çok kurulmadığı için travma çok yüksek olmaz. Dokuz yaş üstünde de artık bilinçlendiği için "yumurtanın sarısı, gitti pipinin yarısı" gibi yaygın şakalardan fazla etkilenmez.
M.C.: Erken boşalma sorununun sünnetle bağlantısı olduğunu söylüyorsunuz...
N.K.: Bunun anlamı psikiyatride kastrasyon fobisidir (pipi kesimi korkusu). Sünnet kastrasyon korkusunu aşırı hale getirir. Adamı empotans yapmaz ama erken boşalmaya neden olur. Yani vajina korkusu olur. Bazı danışanlarım dişli vajina rüyaları görür.
M.C.: Hiç rüya görmediğini söyleyenler var...
N.K.: Hepimiz kesinlikle rüya görürüz. Rüyayı hatırlayan ve hatırlamayan var. Kabaca 8 saatlik bir uykuda beş R.E.M. (Rapid Eyes Movement) dönemi olduğu için ortalama dört veya beş rüyamız var.
M.C.: Niye rüyalarını anımsamıyorlar? Ya da bazı dönemlerde anımsıyorlar?
N.K.: Çok fazla parayla-pulla, işle uğraşıldığında korteks devre dışı kalamadığı için rüya hatırlayamaz hale gelirsiniz. Biz erkeklerde rüya hatırlama yeteneği çok daha düşüktür.
M.C.: Rüya görmek; hapşırmak, ağlamak gibi bir boşalım mıdır? Rahatlatıcı etkisi var mıdır?
N.K.: rüyayı yazmak deşarjdır.
M.C.: Yazıda görerek üst beyin bağlantısı mı sağlanıyor?
N.K.: Evet. Bana gelmeden rüyalarını yazmış birinin kendi içindeki takıntılarının yumuşamaya başladığını çok gördüm. Rüyalarınızı yazmak iyileştiricidir. Fakat kimseye anlatıp yorum yaptırmayın. Kahvaltıdan önce yazın. Üst beyin, şuuraltı ve alt beyinle hiç kuramadığı bağlantıları rüyaları yazdığınızda kurmaya başlar.
M.C.: Haberci rüya var mıdır?
N.K.: Haberci rüya diye bir şey yok. Rüya yorumu kitapları bilimsel değildir; öyle yok kabak uğurdur, bilmemne şudur diye...
M.C.: Rüyasında halasını görüp ertesi gün halasıyla karşılaşanlar var...
N.K.: Çok yakın ve eşdeğer durumlar için... Örneğin Amerika'da hasta olan bir oğlun annesi tarafından hasta olduğunun görülmesi gibi. Buna klasik terminolojide telepati denir.Biz şöyle anlatıyoruz Üst beyin frekansları kısa dalga,alt beyin frekansları uzun dalgadır. Bu sayede olabilir. Haberci rüya var olsaydı bir sürü danışanım sayesinde ben de şimdiye kadar loto zengini olurdum. Altı rakam topu topu...
M.C.: Elbette ayrıntılar önemlidir ama, sık görülen birkaç rüyanın global simgelerine değinebilir misiniz?
N.K.: Bu toplumda en çok rahim simgeleri görülüyor; köpek, deniz, havuz, ev, mağara gibi... Bu şekilde analiz pek mümkün değil, ama birkaç global örnek vereyim... "Bıçak", kadında klitoris simgelerinden biridir. Erkeğin rüyasında penis simgesidir. Rüyada telefon tuşlarına basıp bir türlü ulaşamamak, anlaşılamamaktır. Sistem Yayıncılık'tan ikinci baskısını yapan "İyileşme Kitabı"nda her türlü detayı verdim. Rüyada ve gerçekte, anne kalp ritmini taklit eden müzik dinlemek, ana rahmine gerileme eğilimi taşır. Dokuz ay on beş günde kaydedilen en yüksek ses, anne kalp sesidir; dumçık-dumçık-dumçık... Benim gençlere öğüdüm, bu müzikleri dinlememeleri... "Deniz", sıklıkla üst beyin rüyasında deniz, şuuraltı dünyasında rahimdir. Bazı yerlerde alt beyinden de materyal alarak iyileştirici güç haline gelebilir. Kabaca konuşuyorum, deniz, göl, havuz gibi durgun su rahim, hareketli su (yağmur, çeşme gibi) rahman simgesidir. Rüyalarımızda genellikle huzursuzluk yaşadığımız yere, ana rahmine döneriz.